Bir Zamanlar Çukurova, En Quality Dizi; Kerem Alışık, En QualityErkek Oyuncu ödüllerine layık görüldü. aldı. Düzenlenen törende, dizinin ödülünü yapımcıları Timur Savcı ve Burak Sağyaşar, Egemen Bağış ’tan aldılar. Kerem Alışık’a ise ödülünü, babası Sadri Alışık ’ın da yakın dostu olan Selda Alkor
Yeni sezona bomba gibi giren Bir Zamanlar Çukurova’nın 65. Yeni böüm fragmanı yayınlandı. Geçen hafta yayınlanan bölümde Züleyha, Yılmaz’a Adnan’ın onun oğlu olduğunu söylemişti. Diğer yandan Çukurova’ya gelen assolist Sevda, Hünkar hanıma meydan okumuş ve Demir’in dert ortağı olduğunu söylemişti. İşte, Bir Zamanlar Çukurova son bölümde olanlar ve 65
Tierra amarga | Bir Zamanlar Çukurova | La telenovela turca que será estrenada en Antena 3, ya es un éxito en más de 30 países. Tierra amarga: fecha de estreno, tráiler, historia, actores, personajes y todo sobre la telenovela turca Bir Zamanlar Çukurova | Züleyha | España | FAMA | MAG.
Çalışmakapsamında çok partili siyasal hayata geçiş döneminde Türkiye’deki siyasal yapı hakkında genel bilgi verilirken, bu dönemin özelikle yerel basın araçlarını nasıl etkilediği Burdur yerel basını üzerine inceleme yapılarak saptanmıştır.
Yapımını TIMS&B Productions’ın, yapımcılığını ise Timur Savcı ve Burak Sağyaşar’ın gerçekleştirdiği ‘Bir Zamanlar Çukurova’ 12 Mayıs Perşembe akşamı 136. bölümüyle
Vay Tiền Nhanh Chỉ Cần Cmnd Nợ Xấu. Bir Zamanlar Çukurova Savcı Jülide Kimdir? Alayça Öztürk Gidişoğlu Bir Zamanlar Çukurova dizisi yeni sezonu yayına başladı. Yeni yayın döneminde Bir Zamanlar Çukurova dizisi kadrosuna da yeni bir isim katılıyor. Bir Zamanlar Çukurova dizisi kadrosuna Savcı Jülide rolüyle katılan isim Alayça Öztürk Gidişoğlu oldu. Alayça Öztürk Gidişoğlu kimdir hangi dizilerde rol aldı bilgileri konumuzda sizlerle. Savcı Jülide hakkında bilgiler burada.. Alayça Öztürk Gidişoğlu Kimdir? Alayça Öztürk Gidişoğlu hem tiyatro oyuncusu hem dizi oyuncusu hem de seslendirme yapıyor. 1984 İstanbul doğumlu. Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Tiyatro bölümü mezunudur. Güzel oyuncunun instagram hesabını takip etmek isterseniz sizler için paylaşalım. İlk kez 2005 yılında Üç Kadın dizisinde rol aldı. Bu dizi de Fikret Hakan, İpek Tenolcay, Fatma Karanfil ile başrol paylaştı. Sonrasında 2009 yılında Atv de yayınlanan Ey Aşk Nerdesin dizisinde oynadı. Tayanç Ayaydın, Serkan Keskin, Füsun Demirel ile rol arkadaşlığı yaptı. 2013 yılında yayınlanan Öyle Bir Geçer Zamanki dizisinde Erkan Petekkaya, Ayça Bingöl, Aras Bulut İynemli, Wilma Elles ile birlikte rol aldı. Başarılı oyuncu bu dizilerin ardından Hanımeli Sokağı, Vurgun, Sende Gitme dizilerinde rol aldı. Son olarak rol aldığı Aşk ve Mavi dizisi ile akıllarda yer edindi. Aşk ve Mavi dizisinde Emrah, Burcu Kıratlı, Işıl Yücesoy gibi başarılı oyuncularla beraber rol aldı. Aşk ve Mavi dizisinde Safiye karakterini canlandırdı. Safiye Cemal’in eşidir ve onun aldatmasını yalanlarını görmeyecek kadar ona körkütük aşıktır. Alayça Öztürk Gidişoğlu yeni sezonda da Bir Zamanlar Çukurova dizisinde rol alıyor. Bir Zamanlar Çukurova dizisinde savcı rolüyle yer alıyor. Savcı karakteri ile bölümde görünen Alayça Öztürk Gidişoğlu hayranlarını etkiledi ve herkesten tam puan aldı. Bir Zamanlar Çukurova dizisine savcı karakteri ile dahil olan oyuncu Alayça Öztürk Gidişoğlu diziye yeni bir renk katacak. Alayça Öztürk Gidişoğlu savcı rolü ile Demir’in mahkemesinde görev alabilir. Bir Zamanlar Çukurova Savcı Jülide Karakteri Bilgileri Bir Zamanlar Çukurova dizisi yapımcılığını Tims & B yaparken yönetmenliğini Murat Saraçoğlu üstleniyor. Bir Zamanlar Çukurova dizisi başrollerinde Hilal Altınbilek, Vahide Perçin, Murat Ünalmış, Uğur Güneş, Kerem Alışık, Bülent Polat, Melike İpek Yalova, Sibel Taşçıoğlu,Turgay Aydın ve Selin Yeninci yer alıyor. Alayça Öztürk Gidişoğlu yeni sezonda savcı Jülide rolünde rol alacak. Bir Zamanlar Çukurova dizisinde Alayça Öztürk Gidişoğlu savcı rolü ile kalıcı mı yoksa konuk oyuncu mu ilerleyen bölümlerde netleşecek. Bir Zamanlar Çukurova yeni bölümleriyle her perşembe akşamı Atv ekranlarında yayınlanmaya devam ediyor. Sizde Savcı Jülide karakterini canlandıran Alayça Öztürk Gidişoğlu rolü hakkında yorumlarınızı aşağı yazabilirsiniz. Bir Zamanlar Çukurova savcı Jülide rolünde oynayacak olan güzel oyuncu daha önce Aşk ve Mavide olduğu gibi kısa sürede sevilip diziye renk katacak oyunculardan birisidir. Bu kez daha soğuk ve mesafeli bir rol olan savcı Jülide rolünde yer alacak olan Alayça Öztürk Gidişoğlu dizide oldukça iddialı rollerden birisi ile sevenleri ile buluşacak.
Beyrut'un ünlü kabadayılarından birinin oğlu olan Hamran, intikam hisleriyle Çukurova'ya geldi ve hedefine Züleyha ve çocukları koydu. Züleyha bu durumun farkında değilken, Hakan Hamran'ı bulup asıl suçlunun amcası olduğunu anlatmaya karar verdi. Tesadüfen Çolak'ın işçileriyle sorun yaşadığını öğrenen Züleyha, kadın işçilerin erkek işçilerden daha az yevmiye aldığını öğrenince bu durumu değiştirmek için harekete geçti. Fikret ile birlikte bir yardım sandığı kuran ve Hakan'dan da destek alan Züleyha, kadınların büyük desteğini alırken Çolak Ağa çalışacak işçi bulamadığından Züleyha'yı tehdit etti. Betül ve Şermin, bu durumdan faydalanarak Çolak ve Züleyha'yı birbirine kırdırmak için harekete geçti. Hakan ise Hamran'ın yerini öğrenmeyi başarır ve onunla yüzleşmek için mekana gidince karşısında Hamran'ı buldu! Bir Zamanlar Çukurova' yeni bölümleriyle her perşembe 2000'de atv'de!
Giriş Tarihi 1709 Son Güncelleme 1717 ABONE OL Kadrosunda İbrahim Çelikkol, Furkan Palalı, Hilal Altınbilek, Hülya Darcan, Bülent Polat, İlayda Çevik, Serpil Tamur, Sibel Taşçıoğlu, Aras Şenol, Polen Emre, Yeliz Doğramacılar, Şahin Vural ve Erkan Bektaş ve Altan Gördüm gibi isimleri barındıran Bir Zamanlar Çukurova, büyük final için geri sayıma geçti. Betül'ün kurşunlarından son anda kurtulan Züleyha, kendisine kurulan tuzağı görerek Betül ve Şermin'i ters köşeye yatırmak üzere Çolak'la işbirliği yapmaya karar verir. Hakan, Abdülkadir'i kaçırmak için gizlice çalışırken, Züleyha'nın durumu öğrenmesi ile çiftin arasında aşılmaz bir duvar örülür! Çolak'la birlikte kurdukları oyunla Betül ve Şermin'i rezil eden Züleyha, Hakan'ın kendisiyle vedalaşmak üzere gelişi ile şoke olur. Tam bu sırada intikam almak üzere konağa gelen Betül'ün sıktığı kurşun, Züleyha'nın önüne atlayan Hakan'a isabet eder! 'Bir Zamanlar Çukurova' her perşembe atv'de. İşte 139. bölümden diğer kareler... ABONE OL
Giriş Tarihi 1145 Son Güncelleme 1228 ABONE OL Perşembe akşamlarının en çok izlenen dizisi Bir Zamanlar Çukurova, geçtiğimiz akşam yayınlanan 93. bölümüyle yine reyting listelerinin zirvesine yerleşti. Aldığı reyting ve izlenme payıyla Tüm Kişiler kategorisinin en çok izleneni oldu. Çukurova'nın tansiyonun bir an bile azalmadığı günleri bir nebze durulmuşken, bir trafik kazası, yine gündeme oturacak! Hamile olduğunu düşünen Züleyha, doktora giderken yağ dökülen yolda otomobilinin hâkimiyeti yitirdi ve bir ağaca çarptı! Başını direksiyona vuran Züleyha'yı gören biri vardı! ÇUKUROVA'DA FECİ KAZA! ZÜLEYHA MI BEBEK Mİ? Hamilelik haberini, hastane koridorunda Şermin ve Füsun dedikodu yaparken öğrenen Müjgan, bunu hemen Ümit'e söyledi. Ümit de konağa gidip, tüm olan biteni, Demir'le yaşadıklarını Züleyha'ya anlatmak üzere, yola çıktı. Ancak yolda bir aracın ağaca çarptığını görünce durdu ve direksiyon başındaki Züleyha'yı gördü! FEKELİ VE DEMİR'İN OYUNU YÜREK HOPLATTI AMA İŞE YARADI! Züleyha, çarşıda Demir'in Fekeli'yi vurduğunu öğrenince, nereye koşacağını şaşırdı! Hastaneye gidince orada olmadığını görüp bir şaşkınlık daha yaşadı! O sırada da Ümit de, konudan haberdar oldu ve koşarak eve gidip Fikret'e durumu söyledi. Züleyha ve Sevda, Demir nereye gitmiştir diye telaş içinde beklerken, Demir onları aradı ve Fekeli ile birlikte bir oyun hazırladıklarını, aslında bir vurulma olmadığını anlattı. Kurdukları oyun işe de yaradı, Fikret amcasını görmeye Fekeli konağına gitti! Ve karşısında Demir ile birlikte sapasağlam amcasını gördü. İKİ KARDEŞ NE UZLAŞABİLDİ NE HESAPLAŞABİLDİ! Fikret dirense de en sonunda Demir'le yüzleşmek zorunda kaldı. Ama ne öfkeleri geçti ne biri geri adım attı! Fikret'in tek istediği Demir'in babasının şerefsizliğini kabul etmesi ve kardeş olduklarını gazetede ilan etmesiydi. Ümit meselesini bildiğini de ima etti. Demir de geri adım atmayınca, uzlaşamadılar. Demir, Fekeli'nin evinden çıktı ama sonra Fikret'in yolunu kesti. İkisi bir kez daha kozlarını paylaştılar. Demir, fotoğrafları çekenin o olduğunu anlayınca, neden Ümit'e yolladığını sordu! Fikret ise, kendisi çekseydi Züleyha'ya göndereceğini söyledi. Yine uzlaşamadılar. FİKRET VE ÜMİT ARASINDA DA İPLER GERİLDİ Fikret fotoğrafları, Demir'e verdiği için hesap sordu. Ümit ise Züleyha'nın resimleri umursamadığını, Demir'in elinden kurtulmak için bunu söylediğini anlattı. Ümit artık pes ettiğini de söyledi. Ama bu Fikret'i daha da çıldırttı. İntikam yeminlerinden dönemezlerdi! ÜMİT ANNESİNİN HİKAYESİNİ ÖĞRENDİ AMA BU YETECEK Mİ? Sevda bunca yıl hasretini çektiği kızına kendisini anlatabilmek için, Demir'in silahını alıp Ümit'in kapısına dayandı! Eğer kendisini dinlemezse, silahı başına dayayıp kendini vuracağını söyledi. Ümit, bir nebze yumuşayınca da, Sevda Ümit'in halasını aradı ve onları paralelden dinlemesini istedi. Ümit, konuşmayı gözyaşları ile dinledi ve anne hasretiyle geçen yıllarının gerçek nedeninin halası ve babasının onu annesinden almaları olduğunu öğrenince şok oldu. FADİK BİR KEZ DAHA GELİNLİĞİ İLE GÖZYAŞLARINA BOĞULDU Kağıtları askıya çıkınca, Fadik ve Raşit kimseye yük olmamak için, kendi kendilerine belediye gidip nikahlandılar! Konağa gelip haberi verdiklerinde hanımağaları Züleyha, akşam bir düğün yemeği yemeden Fadiklerini evlendirmeyeceklerini söyledi. Fadik, telli duvaklı gelinliğini giyip, neşe içinde düğünün keyfini yaşadı. Ta ki, bir kadın çığlık çığlığa bahçeye gelene dek! Kucağında çocuğu ile düğünü basan kadın, Raşit'in çocuğunun babası kendisinin de imam nikahlı kocası olduğunu söyledi. Raşit'in dili tutuldu, ne evet ne hayır diyemedi ama dayaktan da kurtulamadı. Sille tokat, çiftlikten atıldı! ÜMİT ZÜLEYHA'YI ÖLÜME Mİ TERK ETTİ? Demir'in yaşananlar benim hatamdı, demesinin üzerine bir de Züleyha'nın hamile olduğunu öğrenince, adeta gözü dönen Ümit, tüm yaşananları Züleyha'ya anlatmaya karar verdi. Ama hiç hesaplamadığı bir şey oldu ve yolda Züleyha'nın kaza yaptığını gördü. Otomobilin içinde kendinden geçmek üzere olan, başını direksiyona çarpmış Züleyha'ya baktı ve hiçbir şey yapmadı. Arkasını dönüp yürüdü! 3. sezonunda, ekranın en çok izlenen dizilerinden biri olan 'Bir Zamanlar Çukurova' Perşembe gecesinin zirvesindeki yerini koruyor. Aşkın sınırsız, kavganın ölümüne, umudun inadına yaşandığı Çukurova'da, aşkın her türlüsünün zaman ve vicdan savaşlarından geçtiği hikâyesi ile yoluna devam ediyor. Bir Zamanlar Çukurova her Perşembe atv'de! ABONE OL
Cumhuriyet Savcısı İbrahim Çiçek'in İstanbul Adalet Sarayı'ndaki odasının penceresi, Abide- i Hürriyet Parkı'na bakıyor. Burası Çiçek'in deyimiyle İttihat Terakki'nin anıtkabiri. Pencereden görünen ilk mezar Mahmut Şevket Paşa'ya ait. Çiçek birkaç yıl önce Alfa Kitap'tan yayınlanan Mahmut Şevket Paşa Suikastı kitabında, 11 Haziran 1913'te Beyazıt Meydanı'nda çapraz ateşe alınarak öldürülen Paşa'ya düzenlenen suikastın perde arkasını anlatmış, bu olayın arkasındaki sır perdesini aralamıştı. Savcı Çiçek'in penceresinden görünen diğer bir mezar ise ilk anayasamız Kanuni Esasi'yi yazan, Ziraat Bankası'nı kuran, Tanzimat reformlarını gerçekleştiren kuşağın öne çıkan devlet adamlarından olan ve yaptığı icraatlerle hep anılan Mithat Paşa'ya ait. İbrahim Çiçek'in yine Alfa Kitap'tan yeni çıkan kitabı da Mithat Paşa'nın yargılanıp idama çarptırıldığı meşhur Yıldız Mahkemesi. Malum Yıldız Mahkemesi tarihçiler arasında bir tartışma konusu. Çiçek bu yargılamaya bir hukukçu gözüyle bakıyor. Osmanlı arşivlerinde bulunan yargılama dosyasını sayfa sayfa inceleyerek bu mahkemenin hikayesini anlatıyor. Yıldız Mahkemesi, sıradan bir mahkeme değil. Yakın tarihimizin önemli yargılamalarından biri. Sultan Aldülaziz'in tahtan indirilmesi, ölümü, V. Murat'ın tahta çıkarılması, sonrasında onun hastalanması ve 2. Abdülhamit'in tahta çıkarılmasıyla ilişkilendirilen bir sürecin sonunda bu mahkeme kuruluyor. O dönemden günümüze kadar gelen sorular da hâlâ cevaplandırılmış değil. Mesela intihar ettiği söylenen Sultan Abdülaziz öldürüldü mü yoksa gerçekten intihar mı etti? Mahkeme sonrası idam cezasına çarptırılan Mithat Paşa, 2. Abdülhamit tarafından affedilip Taif'e gönderilip orada öldürülmesi emrini 2. Abdülhamit mi verdi? Bu iki soru günümüze kadar tam anlamıyla cevaplandırılamadı. Cumhuriyet Savcısı İbrahim Çiçek, kitabında bir hukukçu titizliği ile tarihçilerin bir türlü cevabını bulamadığı bu gibi sorulara cevap arıyor işte. BOĞDURULDU MU? Savcı Çiçek'in özel ilgi alanı olağanüstü zamanlarda yapılan yargılamalar aslında. Bu tür yargılamalarda hakimlerin ne kadar hakkaniyetli ve adil kararlar aldığını sorguluyor. Daha doğrusu bu tür dönemlerdeki davaların siyasi mi yoksa hukuki mi olduğunu, bir hukuk insanı olarak anlayıp anlatmaya çalışıyor. Lakin Yıldız Mahkemesi için önünde çok soru var İbrahim Çiçek'in. Sultan Abdülaziz'e nasıl darbe yapıldı? Sultan Abdülaziz intihar mı etti, yoksa öldürüldü mü? Mithat Paşa, Yıldız Mahkemesi'nde Sultan Abdülaziz'i darbeyle devirdikten sonra öldürmekle nasıl suçlandı? Mithat Paşa ile bu cinayet arasında nasıl bir bağlantı kuruldu? Yıldız Mahkemesi hukuki mi, yoksa siyasi mi? Yıldız Mahkemesi tarafından idamına karar verilen Mithat Paşa, Taif Kalesi'nde hastalıktan mı öldü, yoksa boğduruldu mu? Kitapta da hukuk insanı olarak Çiçek, kanaat belirtmese de sorulara cevap arıyor. Biz de bunun için Cumhuriyet Savcısı İbrahim Çiçek'in kapısını çaldık. İNTİHAR SÜSÜ VERİLDİ İstanbul Adalet Sarayı'ndaki odasında buluştuğumuz Savcı Çiçek "Yıldız Mahkemesi'nin aslında bir cinayet davası olduğunu anlatarak giriyor söze "Mahkeme darbeyle tahtan indirilen Sultan Abdülaziz'in ölümü üzerine kurulu. Bu ölümde Mithat Paşa'nın payı var mı yok mu bu anlaşılmaya çalışılıyor" diyor. Dolayısıyla davanın kalbinde Sultan Abdülaziz'e karşı yapılan darbe var. Bunun için de genel olarak bir darbe yargınlanması olarak da nitelendirilebiliyor tarihçiler tarafından. Savcı Çiçek "Sultan Abdülaziz'in tahtan indirilmesinde Mithat Paşa'nın payı var. Zaten V. Murat'ı da tahta çıkartan ekipten. Ama benim kanaatime göre Abdülaziz'in öldürülmesi olayında onun pek dahli yok" diyor. SORUMLU HÜSEYİN AVNİ PAŞA Dolayısıyla Abdülaziz intihar mı etti yoksa öldürüldü mü sorusuna da cevap vermiş oluyor "Hüseyin Avni Paşa, saraya pehlivanlar göndererek Abdülaziz'i öldürtüyor. Ama bilekleri kesilerek intihar süsü veriliyor. Bu konuda o dönem iyi bir soruşturma yürütülmemiş. Ciddi bir otopsi yapılmamış. Yani olayın üzeri kapatılmış. Lakin Mithat Paşa'nın olaydan bir gün sonra haberi oluyor ve şok oluyor. Ama olayın üzerinden biraz zaman geçince Abdülaziz'in ölmesinin iyi olduğu yönünde beyanı var." Tabii sonrasında işler karışıyor. Savcı Çiçek "Bir iddiaya göre Abdülaziz'in kayınbiraderi, bir başka iddiaya göre de Abdülaziz'in hanımının evlatlığı olan Çerkez Hasan, Abdülaziz'in ölümü sonrası Mithat Paşa'nın yalısını basıyor. O sırada bakanlar kurulu var yalıda. Abdülaziz'i öldürten Hüseyin Avni Paşa'yı öldürüyor, Kayserili Ahmet Paşa'yı da yaralıyor. Sonra Çerkez Hasan yargılanıp idam ediliyor." Ama olay bununla sonlanmıyor. V. Murat sonrası tahta çıkan 2. Abdülhamit iktidarının ilk yıllarında kendisine yapılan suikast girişimleri sonrasında saraya yapılan ihbarlar neticesinde tekrar Sultan Abdülaziz'in öldürülüp öldürülmediğinin soruşturulmasını istiyor. Böylece bu soruşturma sonucu Yıldız Mahkemesi yargılaması başlıyor. Yıldız Sarayı'nın avlusunda kurulan bir çadırda yapılıyor mahkeme. Cumhuriyet Savcısı İbrahim Çiçek bu mahkemenin dosyasını sayfa sayfa inceleyerek bir kanaate varıyor. Çiçek "Mithat Paşa'nın Sultan Abdülaziz'in öldürülmesinde bir parmağı yok. Ama ciddi bir soruşturma da açmamış." Lakin mahkeme, Mithat Paşa'yı idama mahkum ediyor. Ama 2. Abdülhamit Mithat Paşa'yı affediyor. İdamı hapis cezasına çevriliyor ve Mithat Paşa Taif Kalesi'nde gönderiliyor. YILDIZ MAHKEMESİ'NE BİR HUKUKÇU GÖZÜYLE BAKTIM "Tarihe ideolojik perspektiften bakınca ideolojinin esiri olabilirsiniz. Ben tarihçi değilim, hukukçuyum. 28 yıllık savcıyım. Ortada bir mahkeme vardı. Ben de bu mahkemeye bir hukukçu ve savcı gözüyle baktım. Hukukçu olarak baktığım zaman da gördüğüm bu... Olağanüstü mahkemelerin hepsi siyasi mahkemelerdir. Ama alınan kararlar siyasi mi, hukuki mi, inceleyip araştırmak lazım. Bunu yaparken de dönemi kendi bağlamında değerlendirmek gerekiyor. Yıldız Mahkemesi'nde yaptığım bu. Açıkçası kimi tarihçilerin bu tür davalara bakarken ideolojik yaklaştığını düşünüyorum. Bir de farklı dönemlerdeki konjonktüre göre farklı iddialar baskın gelmiş. Mesela Sultan Abdülaziz konusunda uzman olan Prof. İsmail Hakkı Uzunçarşılı, bir çalışmasında Abdülaziz'in öldürüldüğünü yazıyor, bir başka çalışmasında intihar ettiğini. Aynı kişiye ait farklı dönemlerde farklı görüş var yani. Karmaşa da bu yüzden... Dönemler değiştikçe kanaatler de değişmiş." MİTHAT PAŞA'NIN ÖLDÜRÜLMESİNDE 2. ABDÜLHAMİT'İN DAHLİ YOK Gelelim tarihçilerin cevaplayamadığı ikinci soruya. Taif Kalesi'nde cezasını çeken Mithat Paşa'nın öldürülme emrini 2. Abdülhamit mi verdi? Savcı Çiçek "Mithat Paşa, Taif Kalesi'ne gönderilince saraya Mithat Paşa'nın İngiliz ve Fransızlar tarafından kaçırılacağı yönünde sürekli ihbarlar geliyor. Saray da kale görevlilerini, dikkatli olmaları yönünde uyarıyor. Yine ihbarlar gelmeye başlıyor. Ki bu ihbarların bazıları saraydan para koparmak, bazıları da göze girmek için yapılıyor. İşte o zaman. 2. Abdülhamit bir yazı yazıyor 'Eğer bir kaçma teşebbüsü olursa Mithat Paşa'yı vurabilirsiniz.' Bu yazı üzerine durumdan vazife çıkaran kimi kale görevlileri Mithat Paşa'yı boğdurup öldürüyor. Saraya da 'hastalıktan öldü' diye rapor ediliyor. Ama durumun öyle olmadığı da jurnalleniyor. 2. Abdülhamit de ekip gönderip durumu araştırıyor. Zaten Abdülhamit hatıralarında 'Benim böyle bir talimatım yok. Oradaki görevliler durumdan vazife çıkarmış. İdamına engel olduğum bir insanı niye öldürteyim' diyor. Benim kanaatim de Mithat Paşa'nın öldürülmesinde 2. Abdülhamit'in bir dahli olmadığı yönünde" diyor. YILDIZ MAHKEMESİ'NİN MİTHAT PAŞA KARARI YANLIŞ "Yıldız Mahkemesi dosyasını inceleyince biraz şaşırdım. Tam yargılama yapılamamış. Çünkü Mithat Paşa usul konusunda mahkeme başkanıyla anlaşamayıp savunmasını yarım kesmiş. Dönemin Adalet Bakanı Cevdet Paşa ile de Mithat Paşa'nın eskilere dayanan kişisel husumeti var. Ben mahkemedeki diyalogları okudum. Mahkemenin nasıl cereyan ettiğini anlamaya çalıştım. Belgeleri inceledim. Açıkçası mahkemenin Mithat Paşa ile verdiği karar yanlış. Çünkü Mithat Paşa ile Sultan Abdülaziz cinayetini ilişkilendiren bir delil yok. Zaten bu cinayetin sorumlusu Hüseyin Avni Paşa ile Kayserili Ahmet Paşa. Hüseyin Avni Paşa, Çerkez Hasan tarafından öldürülüyor. Kayserili Ahmet Paşa da Yıldız Mahkemesi başlamadan önce ölüyor."
bir zamanlar çukurova savcı kadın