YasinSuresinin faziletiyle ilgili rivayetlerden bir kısmı şöyledir: “Her şeyin bir kalbi vardır. Kuran’ın kalbi de Yasîn’dir. Kim Yasin’i okursa Allah Teâlâ, onun bu Yasin okumasına karşılık, Kur'an’ı on kere okumuş gibi sevap yazar.”. (1) Tirmizî bu hadis için “garîb” değerlendirmesi yapmış, “Bu hadisin EnSon Haberler - Kur’an-ı Kerim’de bulunan her bir surenin farklı fazileti ve anlamı vardır. Vakıa Suresi de pek çok fazilete sahip olan, sık sık okunması gereken bir suredir. 96 ayetten oluşmaktadır ve 3,5 sayfa uzunluğundadır. Kur’an-ı Kerim’de 56. sırada bulunur. Yasinve Vakıa Surelerini Okumanın Fazileti Watch on Yasin-i şerif (Yasin suresi), Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına göre 41. sûredir. Hüvallahülleziokumanın faziletleri ile Arapça ve Latin okunuşu La yestevi (Haşr Suresi-Fazileti) - ilahirahmet islami dua sitesi. 25 feb 2022 Lev Enzelna suresi Arapça Türkçe ve Arapça Okunuşu La yestevi Ve Anlamı: Türkçe Tefsiri, Arapça Yazılışı, Fazileti, Diyanet Meali. oynamak Ayar vakum ŞİFA AYETLERİ VE DUALARI: Yasin 41yasinin fazileti; 41 yasinin fazileti. 2022 admin Yasin suresi ne niyetle? Allah'u Teala'nun rızasını kazanmak için geceleri Yasin Suresi'ni okumak tavsiye edilir. Kuran'da öyle bir sure var ki; Rüyada yaşayan birinin öldüğünü görmek diyanet. Son Yazılar. Burak ne demek; Standart oluşum entalpisi; Vay Tiền Nhanh Chỉ Cần Cmnd Nợ Xấu. Bu surede insanın başlıca görev ve sorumluluklarına yer verilmektedir. Bunun dışında; Antakya halkı için giden elçiler, şeytan ve öldükten sonra dirilme konularına da yer verilmektedir. Bu sureye aynı zamanda “Kuran-ı Kerim’in Kalbi” yakıştırması yapılmaktadır. Bu bağlamda Yasin Suresi, Müslümanlar için özel bir yere kültüründe vefat eden birinin arkasından Yasin Suresi okunmaktadır. Surenin ismi Arap alfabesinde bulunan ilk iki harften gelmektedir. İniş sırası incelendiğinde Yasin Suresi’nin önünde Cin Suresi, arkasında ise Furkan Suresi yer almaktadır. Yasin Suresi, faziletleri bakımında oldukça sık okunan bir suredir. Yasin Suresi’nin açıklaması ve tefsiri Diyanet tarafından uygun bir biçimde verilmektedir. Bu sureyi ezberlemek isteyen Müslümanların sayısı da oldukça fazladır. Bu sureyi dinlemek ya da ezberlemek isteyenler aşağıda verilen içerikleri inceleyebilir ve bu konu hakkında yardım alabilirler. Yasin Suresi Türkçe Okunuşu kur'anil le minel sıratım aziyzir tünzira kavmem ma ünzira abaühüm fehüm kad hakkal kavlü ala ekserihim fehüm la yü' cealna fı a'nakıhim ağlalen fe hiye ilel ezkani fehüm cealna mim beyni eydihim seddev ve min halfihim sedden fe ağşeynahüm fehüm la sevaün aleyhim e enzertehüm em lem tünzirhüm la yü' tünziru menittebeaz zikra ve haşiyer rahmane bil ğayb fe beşşirhü bi mağfirativ ve ecrin nahnü nuhyil mevta ve nektübü ma kaddemu ve asarahüm ve külle şey'in ahsaynahü fı imamim lehüm meselen ashabel karyeh iz caehel erselna ileyhimüsneyni fe kezzebuhüma fe azzezna bi salisin fe kalu inna ileyküm ma entüm illa beşerum mislüna ve ma enzeler rahmanü min şey'in in entüm illa rabbüna ya'lemü inna ileyküm le ma aleyna illel belağul inna tetayyarna biküm leil lem tentehu le nercümenneküm ve le yemessenneküm minna azabün tairuküm meaküm ein zükkirtüm bel entüm kavmüm cae min aksal medıneti racülüy yes'a kale ya kavmittebiul mel la yes'elüküm ecrav vehüm ma liye la a'büdüllezı fetaranı ve ileyhi ettehızü min dunihı aliheten iy yüridnir rahmanü bi durril la tuğni annı şefaatühüm şey'ev ve la izel le fı dalalim amentü bi rabbiküm cenneh kale ya leyte kavmı ya' ğafera lı rabbı ve cealenı minel ma enzelna ala kavmihı mim ba'dihı min cündim mines semai ve ma künna kanet illa sayhatev vahıdeten fe iza hüm hasraten alel ıbad ma yetiyhim mir rasulin illa kanu bihı yerav kem ehlekna kablehüm minel kuruni ennehüm ileyhim la in küllül lemma cemiy'ul ledeyna ayetül lehümül erdul meyteh ahyeynaha ve ahracna minha habben feminhü ye' cealna fiyha cennatim min nahıyliv ve a'nabiv ve feccerna fiyha minel ye'külu min semerihı ve ma amilethü eydiyhim efela halekal ezvace külleha mimma tümbitül erdu ve min enfüsihim ve mimma la ya' ayetül lehümül leyl neslehu minhün nehara fe iza hüm şemsü tecrı li müstekarril leha zalike takdiyrul aziyzil kamera kaddernahü menazile hatta ade kel urcunil yembeğıy leha en tüdrikel kamera velel leylü sabikun nehar ve küllün fı felekiy ayetül lehüm enna hamelna zürriyyetehüm fil fülkil halakna lehüm mim mislihı ma in neşe' nuğrıkküm fela sariyha lehüm velahüm rahmetem minna ve metaan ila iza kıyle lehümütteku ma beyne eydıküm ve ma halfeküm lealleküm ma te'tiyhim min ayetim min ayati rabbihim illa kanu anha mu' iza kıyle lehüm enfiku mimma razekakümüllahü kalelleziyne keferu lilleziyne amenu e nut'ımü mel lev yeşaüllahü at'amehu in entüm illa fı dalalim yekulune meta hazel va'dü in küntüm yenzurune illa sayhatev vahıdeten te'huzühüm vehüm yestetıy'une tevsıyetev ve la ila ehlihim nüfiha fis suri fe iza hüm minel ecdasi ila rabbihim ya veylena mem beasena mim merkadina haza ma veader rahmanü ve sadekal kanet illa sayhatev vahıdeten feiza hüm cemiy'ul ledeyna yevme la tuzlemü nefsün şey'ev vela tüczevne illa ma küntüm ta' ashabel cennetil yevme fı şüğulin ve ezvacühüm fı zılalın alel eraiki fiyha fakihetüv ve lehüm ma kavlem mir rabbir yevme eyyühel a'hed ileyküm ya benı ademe el la ta'büdüş şeytan innehu leküm adüvvüm enı'büduni haza sıratum lekad edalle minküm cibillen kesiyra efelem tekunu ta' cehennemülletı küntüm yevme bima küntüm yevme nahtimü ala efvahihim ve tükellimüna eydıhim ve teşhedü ercülühüm bima kanu neşaü letamesna ala a'yünihim festebekus sırata fe enna neşaü le mesahnahüm ala mekanetihim femestetau mudiyyev ve la men nüammirhü nünekkishü fil halk efela ya' ma alemnahüş şı'ra ve ma yembeğıy leh in hüve illa zikruv ve kur'anüm yünzira men kane hayyave ve yehıkkal kavlü alel ve lem yerav enna halakna lehüm mimma amilet eydına en'amen fehüm leha zellelnaha lehüm fe minha rakubühüm ve minha ye' lehüm fiyha menafiu ve meşarib efela min dunillahi alihetel leallehüm yestetıy'une nasrahüm vehüm lehüm cündüm yahzünke kavlühüm inna na'lemü ma yüsirrune ve ma yu' yeral insanü enna halaknahü min nutfetin fe iza hüve hasıymün darabe lena meselev ve nesiye halkah kale mey yuhyil ızame ve hiye yuhyıhellezı enşeeha evvele merrah ve hüve bi külli halkın ceale leküm mineş şeceril ahdari naran fe iza entüm minhü halekas semavati vel erda bi kadirin ala ey yahlüka mislehüm bela ve hüvel hallakul emruhu iza erade şey'en ey yekule lehu kün fe sübhanellezı bi yedihı melekutü külli şey'iv ve ileyhi türceunYasin Suresi Türkçe Anlamı Diyanet Meali 3, 4.Ey Muhammed! Hikmet dolu Kur'an'a andolsun ki sen elbette dosdoğru bir yol üzere peygamber ataları uyarılmamış, bu yüzden de gaflet içinde olan bir kavmi uyarman için mutlak güç sahibi, çok merhametli Allah tarafından onların çoğu üzerine o söz azap hak olmuştur. Artık onlar iman boyunlarına demir halkalar geçirdik, o halkalar çenelerine dayanmıştır. Bu sebeple kafaları yukarıya kalkık onların önlerine bir set, arkalarına da bir set çekip gözlerini perdeledik. Artık uyarsan da, uyarmasan da onlar için birdir, ancak Zikr'e Kur'an'a uyanı ve görmediği halde Rahmân'dan korkan kimseyi uyarırsın. İşte onu bir bağışlanma ve güzel bir mükafatla biz, ölüleri mutlaka diriltiriz. Onların yaptıklarını ve bıraktıkları eserlerini yazarız. Biz her şeyi apaçık bir kitapta Levh-i Mahfuz'da bir bir Muhammed! Onlara, o memleket halkını örnek ver. Hani oraya elçiler biz onlara iki elçi göndermiştik de onları yalancı saymışlardı. Biz de onlara üçüncü bir elçi ile destek vermiştik. Onlar, "Şüphesiz biz size gönderilmiş elçileriz" şöyle dediler "Siz de ancak bizim gibi insansınız. Rahmân hiçbir şey indirmemiştir. Siz sadece yalan söylüyorsunuz."16.Elçiler ise şöyle dediler "Bizim gerçekten size gönderilmiş elçiler olduğumuzu Rabbimiz biliyor."17."Bize düşen ancak apaçık bir tebliğdir." ki "Şüphesiz biz sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık. Eğer vazgeçmezseniz sizi mutlaka taşlarız ve bizim tarafımızdan size elem dolu bir azap dokunur." de, "Uğursuzluğunuz kendinizdendir. Size öğüt verildiği için mi uğursuzluğa uğruyorsunuz?. Hayır, siz aşırı giden bir kavimsiniz" öbür ucundan bir adam koşarak geldi ve şöyle dedi "Ey kavmim! Bu elçilere uyun."21."Sizden hiçbir ücret istemeyen kimselere uyun, onlar hidayete erdirilmiş kimselerdir."22."Hem ben, ne diye beni yaratana kulluk etmeyeyim. Oysa siz de yalnızca ona döndürüleceksiniz."23."Onu bırakıp da başka ilahlar mı edineyim? Eğer Rahmân bana bir zarar vermek istese, onların şefaati bana hiçbir fayda sağlamaz ve beni kurtaramazlar."24."O taktirde ben mutlaka açık bir sapıklık içinde olurum."25."Şüphesiz ben sizin Rabbinize inandım. Gelin, beni dinleyin!"26, 27.Kavmi onu öldürdüğünde kendisine "Cennete gir!" denildi. O da, "Keşke kavmim, Rabbimin beni bağışladığını ve beni ikram edilenlerden kıldığını bilseydi!" sonra kavmi üzerine onları cezalandırmak için gökten hiçbir ordu indirmedik. İndirecek de korkunç bir ses oldu. Bir anda sönüp o kullara! Kendilerine bir peygamber gelmezdi ki, onunla alay ediyor önce nice nesilleri helak ettiğimizi; onların artık kendilerine dönmeyeceklerini görmediler mi? hepsi de mutlaka toplanıp hesap için huzurumuza toprak onlar için bir delildir. Biz onu diriltir ve ondan taneler çıkarırız da onlardan yerler34, yesinler diye biz orada hurmalıklar, üzüm bağları var ettik ve içlerinde pınarlar fışkırttık. Bunları onların elleri yapmış değildir. Hâlâ şükretmeyecekler mi? bitirdiği şeylerden, insanların kendilerinden ve daha bilemedikleri nice şeylerden, bütün çiftleri yaratanın şanı de onlar için bir delildir. Gündüzü ondan çıkarırız, bir de bakarsın karanlık içinde de kendi yörüngesinde akıp gitmektedir. Bu mutlak güç sahibi, hakkıyla bilen Allah'ın takdiridüzenlemesi dolaşımı için de konak yerleri evreler belirledik. Nihayet o, eğrilmiş kuru hurma dalı gibi güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri bir yörüngede soylarını dolu gemide taşımamız da onlar için bir onlar için o gemi gibi binecekleri nice şeyler istesek onları suda boğarız da kendileri için ne imdat çağrısı yapan olur, ne de tarafımızdan bir rahmet olarak ve bir süreye kadar daha yaşasınlar diye "Önünüzde ve arkanızda olan şeylerden dünya ve ahirette göreceğiniz azaplardan sakının ki size merhamet edilsin" denildiğinde yüz Rablerinin âyetlerinden bir âyet gelmez ki ondan yüz çeviriyor "Allah'ın sizi rızıklandırdığı şeylerden Allah yolunda harcayın" denildiği zaman, inkar edenler iman edenlere, "Allah'ın, dilemiş olsa kendilerini doyurabileceği kimselere mi yedireceğiz? Siz ancak apaçık bir sapıklık içindesiniz" doğru söyleyenlerseniz bu tehdit ne zaman gelecek?" ancak, çekişip dururlarken kendilerini yakalayacak korkunç bir ses ne birbirlerine tavsiyede bulunabilirler ne de ailelerine üfürülür. Bir de bakarsın kabirlerden çıkmış Rablerine doğru akın akın derler "Vay başımıza gelene! Kim bizi diriltip mezarımızdan çıkardı? Bu, Rahman'ın vaad ettiği şeydir. Peygamberler doğru söylemişler." korkunç bir ses olur. Bir de bakarsın hepsi birden toplanıp huzurumuza gün kimseye, hiç mi hiç zulmedilmez. Size ancak işlemekte olduğunuz şeylerin karşılığı cennetlikler o gün nimetlerle meşguldürler, zevk ve eşleri gölgelerde koltuklara için orada meyveler vardır. Onlar için diledikleri her şey merhametli olan Rab'den bir söz olarak kendilerine "Selam" vardır.59.Allah şöyle der "Ey suçlular! Ayrılın bu gün!"60, 61."Ey ademoğulları! Ben size, şeytana kulluk etmeyin. Çünkü o sizin için apaçık bir düşmandır. Bana kulluk edin. İşte bu dosdoğru yoldur, diye emretmedim mi?"62."Andolsun, o sizden pek çok nesli saptırmıştı. Hiç düşünmüyor muydunuz?"63."İşte bu, tehdit edildiğiniz cehennemdir."64."İnkar ettiğinizden dolayı bugün girin oraya!" gün biz onların ağızlarını mühürleriz. Elleri bize konuşur, ayakları da kazandıklarına şahitlik dileseydik onların gözlerini büsbütün kör ederdik de bu halde yola koyulmak için didişirlerdi. Fakat nasıl görecekler ki?! eğer dileseydik oldukları yerde başka yaratıklara dönüştürürdük de ne ileri gidebilirler, ne geri uzun ömür verirsek, onu yaratılış itibariyle tersine çeviririz gücünü azaltırız. Hâlâ düşünmeyecekler mi? o Peygamber'e şiir öğretmedik. Bu ona yaraşmaz da. Ona verdiğimiz ancak bir öğüt ve apaçık bir Kur'an' ve fikren diri olanları uyarması ve kafirler hakkındaki o sözün azabın gerçekleşmesi için Kur'an'ı mi ki biz onlar için, ellerimizin kudretimizin eseri olan hayvanlar yarattık da onlar bu hayvanlara sahip o hayvanları kendilerine boyun eğdirdik. Onlardan bir kısmı binekleridir, bir kısmını da için bu hayvanlarda daha pek çok yararlar ve içecekler vardır. Hâlâ şükretmeyecekler mi? kendilerine yardım edilir diye Allah'ı bırakıp da ilahlar ilahlar için hizmete hazır asker oldukları halde, ilahlar onlara yardım Muhammed! Artık onların sözü seni üzmesin. Çünkü biz onların gizlediklerini de açığa vurduklarını da bizim kendisini az bir sudan meniden yarattığımızı görmedi mi ki, kalkmış apaçık bir düşman de kendi yaratılışını unutarak bize bir örnek getirdi. Dedi ki "Çürümüşlerken kemikleri kim diriltecek?" ki "Onları ilk defa var eden diriltecektir. O her yaratılmışı hakkıyla bilendir." sizin için yeşil ağaçtan ateş yaratandır. Şimdi siz ondan yakıp ve yeri yaratan Allah'ın, onların benzerini yaratmaya gücü yetmez mi? Evet yeter. O, hakkıyla yaratandır, hakkıyla şeyi dilediği zaman onun emri o şeye ancak "Ol!" demektir. O da hemen şeyin hükümranlığı elinde olan Allah'ın şanı yücedir! Siz yalnız O'na Suresi Arapça YazılışıYasin Suresi Konusu Hz. Muhammed aleyhisselâmın hak peygamber olduğu ona indirilen Kur’an deliliyle desteklenerek açıklanır; başka peygamberlerin tevhid mücadelelerinden bir kesit verilerek bu uğurda büyük sıkıntılara katlanan Resûl-i Ekrem ve ona tâbi olanlar teselli edilir. Allah Teâlâ’nın birlik ve kudret delillerine ve evrendeki yaratılış sırlarına dikkat çekilerek öldükten sonra dirilme gerçeği ve bunun sonuçları üzerinde durulur. Râzî’nin belirttiği üzere bu sûrenin, İslâm inançlarının üç temel umdesinin Allah’ın birliği, peygamberlik ve âhiret en güçlü delillerle işlenmesine hasredildiği söylenebilir. Şöyle ki 3. âyette –devamındaki delillerle teyit edilerek– peygamberlik müessesesi üzerinde durulmuş; müteakip âyetlerde Allah’ın birliği ve eşsiz gücü, öldükten sonra dirilmenin ve ilâhî huzurda yargılanmanın kaçınılmazlığı ortaya konmuş, son âyette de yine bu iki nokta vahdâniyet ve haşir özetlenmiştir. Kur’an’dan bu ölçüde de olsa nasibini alan kimse artık kalbinin payı olan imanı elde etmiş demektir ki bunun tezahürleri de diline ve davranışlarına yansıyacaktır XXVI, 113.Yasin Suresi FaziletiHadis kaynaklarında Hz. Peygamber’den Yâsîn sûresinin faziletine dair nakledilmiş sözler yer alır. Bunlardan biri şöyledir “Her şeyin bir kalbi vardır; Kur’an’ın kalbi de Yâsîn’dir” Tirmizî, “Fezâilü’lKur’ân”, 7; Dârimî, “Fezâilü’l-Kur’ân”, 21; krş. Müsned, V, 26. Diğer bazı rivayetler için bk. Şevkânî, IV, 410-411. İbn Abbas’ın da –bu sûrenin son âyeti hakkında– “Yâsîn’in ve onu okumanın niçin bu kadar faziletli olduğunu bilmiyordum; meğer bu âyetten dolayı imiş” dediği nakledilir Zemahşerî, III, 294-295. Hadislerin sıhhat durumu tartışmalı olmakla beraber, öteden beri İslâm âlimleri Resûlullah’ın bu sûreye özel bir ilgi gösterdiği kanaatini taşımışlar ve müslümanlar da Kur’an tilâvetinde ona ayrı bir yer vermişlerdir. Bu sebeple Yâsîn sûresi için özel tefsirler kaleme alınmıştır Ölülere Yâsîn okunmasıyla ilgili hadiste “ölmek üzere olanlar”ın kastedildiği kanaati hâkim olmakla beraber, bunu öldükten sonra veya ölünün kabri başında okunacağı şeklinde anlayanlar da vardır, bk. Elmalılı, VI, 4004.Yasin Suresi Tefsiri Tâhâ sûresinin ilk âyetinde olduğu gibi buradaki iki harfin mahiyeti ve anlamı hususunda da müfessirler arasında iki eğilim bulunmaktadır. Bir anlayışa göre bunlar, bazı sûrelerin başında yer alan ve ayrı ayrı okunduğu için “hurûf-ı mukattaa” diye adlandırılan harflerdendir bu konuda bilgi için bk. Bakara 2/1. Diğer eğilime göre ise “yâsîn” ayrı iki harf değil, anlamı olan bir kelimedir. Bu eğilim içinde kuvvetli bulunan görüşe göre bu kelime Arapça’nın bazı lehçelerinde “ey kişi, ey insan!” anlamına gelmektedir; burada kendisine hitap edilen kişi ise Hz. Muhammed’dir. Hatta Saîd b. Cübeyr’den, bunun Resûlullah’ın isimlerinden biri olduğu da rivayet edilmiştir İbn Atıyye, IV, 445. Bu kelimenin Allah’ın isimlerinden biri olup burada o isme yemin edildiği, söze başlama ifadesi ve Kur’an’ın isimlerinden olduğu görüşleri de vardır Taberî, XXII, 148-149.Araplar’da yalan yere yemin etmenin dünyanın harabına yol aça­cak kadar ağır bir kötülük olduğuna inanılırdı. Resûl-i Ekrem de bir hadisinde bu anlayışı teyit etmiştir. İşte bu âyetlerde Hz. Muhammed’in gerçek bir peygamber olduğu bir yemine bağlı olarak ifade edilmektedir; üzerine yemin edilen ise muhataplarınca kendileri tarafından bir benzerinin ortaya konamayacağı anlaşılmış bulunan eşsiz mûcize Kur’an-ı Kerîm’dir Râzî, XXVI, 41.“Hikmet dolu” diye çevrilen 2. âyetteki hakîm kelimesi, “muhkem, sağlam; öğütleri, buyruk ve yasakları yerli yerince olan” şeklinde de anlaşılmıştır İbn Atıyye, IV, 446.Genellikle müfessirler, “ataları uyarılmamış” ifadesiyle, Hz. Muham­med’in ilk muhatap kitlesi olan Kureyş ve çevresindekilere yakın zamanlarda bir peygamber gönderilmemiş olduğuna işaret edildiği kanaatindedirler bu konuda ayrıca bk. Secde 32/3; Sebe’ 34/44; Fâtır 35/24. Meâlde esas alınan bu mâna burada geçen “mâ” kelimesinin olumsuzluk edatı sayılmasına göredir. Bu kelimenin mahiyeti ve cümledeki rolü konusundaki farklı kanaatlere göre âyetin aynı kısmına “ataları uyarılmış” veya “atalarının uyarıldığı şeyle” anlamı da verilebilir. Bu takdirde geçmiş devirlerdeki bütün insanlar kastedilmiş olur Taberî, XXII, 150; İbn Atıyye, IV, 446. Yine bu yaklaşıma göre cümlenin devamı ile uyumu açısından meâlin “Ataları uyarılmış ama kendileri gaflet içinde bulunan bir toplumu uyarasın diye” şeklinde olması gerekir Zemahşerî, III, 280.Tefsirlerde genellikle, gerçekleşeceği belirtilen “söz”den maksadın Hûd sûresinin 119. âyeti ile Secde sûresinin 13. âyetinde geçen Allah Teâlâ’nın “Cehennemi hem cinlerden hem insanlardan bir kısmıyla dolduracağım!” şeklindeki yemin ifadesi olduğu belirtilir meselâ Zemahşerî, III, 280; başka yorumlar için bk. Râzî, XXVI, 43-44.İlk âyette inkârda direnenlerin durumuna ait temsilî bir anla­tıma yer verilmiştir. Bunun inkârcıların âhiretteki halleriyle ilgili bir ifade olduğu da ileri sürülmüştür. Fakat müteakip âyette gözlerine perde indirildiğinin ve artık görmediklerinin belirtilmesi bu yorumu zayıflatmaktadır, zira kıyamet günü inkârcılar kendi durumlarının ne kadar kötü olduğunu çok iyi göreceklerdir İbn Atıyye, IV, 446-447; inkârcıların âhirette kör olmalarının ne anlama geldiği konusunda bk. İsrâ 17/72, 97; Tâhâ 20/124-125.8 ve 9. âyetlerdeki tasvir için yapılan izahları şöyle özetlemek mümkündür Pek çok açık kanıta rağmen inatla inkârcılıklarını sürdürenler öyle iç ve dış etkenler, öyle psikolojik ve sosyolojik şartlar ve alışkanlıklarla kuşatılmışlardır ki, boyunlarına çenelerine kadar dayanan boyunduruklar geçirilmiş gibidirler; kafaları yukarı kalkık, gözleri aşağıya kaymıştır; hangi yöne dönseler hidayet ışığına uzaktırlar; böbürlendikleri ve nefislerine tutsak oldukları için Fussılet sûresinin 53. âyetinde sözü edilen delilleri, gerek kendilerini çevreleyen dış âlemdeki gerekse ruhî ve biyolojik yapılarındaki kanıtları artık göremezler. Boyunlarına halkalar geçirildiğinin belirtilmesi, insanın fıtratına yerleştirilen cebrî bir durumdan değil, onların kendi işledikleri suçtan ötürü gördükleri bir karşılıktan söz edildiğini gösterir; zira bunlar birer cezalandırma aracıdır, ceza ise su­çun karşılığıdır başka açıklamalarla birlikte bk. Râzî, XXVI, 44-46; Elmalılı, VI, 4010. Bazı müfessirlere göre 8. âyette, inkârcıların bu tutumlarının onları sahip oldukları imkânlardan başkalarını yararlandırmaktan ve Allah yolunda harcama yapmaktan da alıkoyduğuna işaret edilmektedir Taberî, XXII, 151; Şevkânî, IV, 413.Halkaların çenelere kadar dayandığı belirtilirken kullanılan “onlar” zamiri bazı müfessirlere göre daha sonra gelen “eller” anlamındaki kelimenin yerini tutmakta ve burada ellerin boyuna bağlanmış halinden söz edilmektedir Taberî’nin farklı bir kıraatle desteklediği bu yorumun ayrıntısı için bk. XXII, 150-151; Zemahşerî’nin bu yoruma yönelttiği eleştiri için bk. III, 280-281.Buradaki “ancak” kaydı, belirtilenler dışındakilerin uyarı kapsa­mında olmadıkları anlamında değil, uyarının sadece onlara yarar sağlayacağını belirtmek içindir İbn Atıyye, IV, 448. Müfessirler arasında, bu âyette geçen “zikir” kelimesiyle Kur’an-ı Kerîm’in kastedildiği kanaati hâkimdir. Bunu Kur’an’daki âyetler veya insanın fıtratını tamamlayan açık kanıtlar şeklinde yorumlayanlar da olmuştur Râzî, XXVI, 47.Müşriklerin ağır baskıları altında büyük sıkıntılar çeken Hz. Peygamber ve müminler için teselli ve moral kaynağı özelliği taşıyan bu âyet kümesi, yüce Allah’ın eşsiz kudret ve ilmine, ölüleri diriltmeye kadir olanın da, herkesin yapıp ettiklerini bilenin de yalnız O olduğuna özel bir vurgu yapılarak bitirilmektedir. Bazı ilk dönem müfessirleri bu âyetteki “ölüleri diriltme” ifadesinden maksadın şirkten çıkarıp imana eriştirmek olduğunu belirtmişlerdir Zemahşerî, III, 281.Bir taraftan kişinin bütün yapıp ettiklerinin kayda geçirildiğinin, diğer taraftan da olup bitecek her şeyin zaten Allah Teâlâ’nın ezelî ilminde mâlûm olduğunun belirtilmesinden şöyle bir anlam çıkarılabilir İnsanın bütün eylemlerinin kayda geçirilmesine yüce Allah’ın ihtiyacı yoktur; bu, insanın bu bilgiyi her zaman göz önünde bulundurup dünya hayatındaki varlığını anlamlandırabilmesi ve her adımını varlık sebebine uygun bir bilinç içinde atması içindir. Bu sayede insan soyut bir ahlâkî görev telakkisiyle baş başa kalmamış olur; yaşanan hayat gibi canlı, her anını kuşatan ve her davranışına yön veren somut bir tasavvurdan güç alır. Yine bu inanç kişiye, insanın metafizik âlemle ilişkisinin sırf Tanrı’ya yalvarılan ve belirli dinî vecîbelerin ifa edildiği zaman dilimlerine hapsedilemeyeceği şuurunu kazandırır, fizik âlemde olup bitenlerle fizik ötesi gerçekler arasındaki sıkı bağı kavramasını iki elçiyi dinlememesi üzerine bir üçüncüsü gönderilmiş, 14-19. âyetlerde özetlenen diyalogdan anlaşıldığı üzere şehir halkı, hakaret ve tehditlerle dolu bir üslûp kullanarak inkârcılıkta direneceklerini açıkça ifade etmişlerdir. Bu tutumun elçilere karşı bir eyleme dönüşmesinden endişe ettiği anlaşılan ve onlara inanan bir müminin ikna edici sözlerle onları elçilere tâbi olmaya çağırması da fayda etmemiş, âyetin ifade akışından anlaşıldığına göre o da şehir halkınca âyette geçen ve lafzan “Kuşunuz sizinle beraberdir” demek olan cümle Arap dilinde meâlde olduğu gibi, “Uğursuzluğunuz kendinizdendir” şeklinde deyimsel bir anlam kazanmıştır izahı için bk. Arâf 7/131; İbn Atıyye, IV, 450. 20. âyetin “şehrin öbür ucundan bir adam” diye çevrilen kısmıyla, o memleketteki insanların ileri gelenlerinden biri mânası da kastedilmiş olabilir Elmalılı, VI, 4017. 25. âyetteki hitabın peygamberlere yönelik olduğu kabul edilirse mâna şöyle olur “Şimdi beni duyun da şahit olun, yarın âhirette O’nun huzurunda tanıklık edin.” Şayet kendi toplumuna hitap olarak düşünülürse, “Ey kavmim! Gelin beni dinleyin de o elçilere uyun” şeklinde anlaşılmalıdır. Bunu, gelecekteki insanlar da dahil olmak üzere duyma yeteneği olan herkese bu olaydan ibret alınması için yapılmış bir çağrı olarak da düşünmek mümkündür Elmalılı, VI, 4019. 26. âyette yer alan “Cennete gir” anlamındaki cümle genellikle iman ettiğini açıklayan kişiye verilmiş ilâhî bir müjde olarak yorumlanmış, bunun hemen imanını açıklaması veya şehit edilmesi üzerine söylenmiş olabileceği üzerinde durulmuştur bk. Zemahşerî, III, 284; Râzî, XXVI, 60. 29. âyetteki “dehşet verici ses” anlamına gelen sayha kelimesi “tek” anlamına gelen vâhide sıfatı ile nitelenmiştir. Buna göre âyetin ilk cümlesinin lafzî karşılığı “Cezaları tek bir korkunç sesten ibaretti” şeklinde olur. Fakat burada sesin sonuna kadar aynı şekilde devam etme özelliğine işaret bulunduğu için İbn Âşûr, XXIII, 6, bu cümle “Cezaları korkunç bir sesten ibaretti” şeklinde tercüme edilmiştir. Korkunç sesin mahiyeti hakkında burada bir açıklama bulunmamakla beraber, Kur’an’ın haklarında aynı kelimeyi kullandığı kavimlerle ilgili başka ifadelerinden hareketle bu cezanın yıldırım çarpması ve deprem olabileceği açıklamaları yapılmıştır; bazı müfessirler ise bunu Cebrâil’in çıkardığı bir ses olarak yorumlamışlardır. 30. âyetin başındaki “Yazık o kullara!” şeklinde tercüme edilen ifadenin inkârcıların ilâhî azabı gördükten sonra üç peygamberi kastederek ve fırsatı kaçırdıklarını anlatmak üzere söyledikleri bir söz olduğu görüşü esas alınırsa bk. İbn Atıyye, IV, 452 buna “Ah! O kullar nerede!” gibi bir anlam vermek Şerif Duası OkunuşuYasin Suresi okunduktan sonra bağışlamak için okunan duadır. Yasin Suresi Bağışlama duası olarak da rabbena ya rabbena tekabbel minna duaena vekdi hacetena bihurmeti sureti yasin ve ecirna minennari vemin azabil kabri ve min şerri sualin bi fadli sureti yasin yarabbel alemiyne veselemun alel mürseliyne velhamdülillahi rabbil Şerif Duası Türkçe Anlamı MealiEsirgeyen ve Bağışlayan Allah’ın AdıylaYasin suresinin hurmetine dualarımızı kabul ve ihtiyaçlarımızı eda buyur. Ey Rabbil Alemin! Yasin suresinin faziletine bizi ateşten, kabir azabından ve sualin şerrinden koru. Ve peygamberlere selam olsun. Hamd Alemlerin Rabbi Allah’a Suresi İle İlgili HadisPeygamber Efendimiz Hz. Muhammed şöyle buyurmaktadır "Her şeyin bir kalbi vardır. Kur'ân'ın kalbi de Yâsin'dir. Kim Yâsin'i okursa, Allah onun okumasına, Kur'ân'ı on kere okumuş gibi sevap yazar." Tirmizî, Fedâilu'l-Kur'n, 7; Dârimî, Fedâilu'l-Kur'ân, 21 Yasin suresi fazileti Mucize Dualar Onda on bereket vardır Aç okursa, doyar. Çıplak okursa giyinir. Bekâr okursa, evlenir. Korkan okursa, emin olur. Mahzun okursa, 8 мая 2014 г. Perge 75 mg kullananlarýn yorumlarýDls gs yama 13 окт. 2020 г. Yasin Suresi Fazileti. Yasin Suresi okumak çok faziletlidir. Peygamber Efendimiz Yasin Suresinin faziletini Kuran'ın kalbi olarak belirtmiştir. 3 апр. 2015 г. Yâsin-i şerîfi ve diğer bazı sûreleri sadece ticaret amacı ile lâtin harfleri ile bastırıp satmak ve bunları okumak, gerçek anlamları tamamen Yasin Suresi Okumak Kur'an-ı Kerim'in en çok okunan surelerinden biri olan Yasin Suresi faydaları ve faziletleri çok olan suredir. Sıkıntı içerisinde olan. Bu sebeple Yasin Suresi'ni okumayı ihmal etmemeliyiz. Sureler aracılığıyla Allah'tan yardım dilenirken inanmalı ve kalbimizi temiz tutmalıyız. Bu şekilde 24 февр. 2020 г. Yasin-i şerif okumak tavsiye edilmişdir ama dileklere aracı etmek Zaten yasini şerif ve ayet-el kürsi başlı başına faziletli sure ve Yasin Suresi Okumanın Önemi Ve Merak Ettikleriniz - Merakligencler 10 sûre 10 şeyi engeller 1-Fatiha Suresi Allah'ın gazabını, 2-Yasin Suresi kıyamet günündeki susuzluğu, 3-Duhan Suresikıyametin korku ve dehşetini, 4-Vakıa Suresi fakirliği, miskinliği, 5-Mülk Suresi kabir azabını, 6-Kevser Suresi hasımların kinini, 7-Kafirun Suresi ölüm anındaki küfrü, 8-İhlas Suresi iki yüzlülüğü, samimiyetsizliği, 9- Felak Suresi Aralarındaki soğukluk ve kızgınlık Allah’u Teala’nın izniyle gider, birbirlerine karşı muhabbet meydana gelir. Bu sureyi okumayı adet haline getiren kimseye, Müslüman memleketlerinde Cuma namazına gelen ve gelmeyen kimselerin sayısı kadar sevap verilir. Bu sureyi okumaya devam edenler, şeytan vesveselerinden korunur. 12 мая 2016 г. "Sure-i Yasi'i okuyan kimseye yirmi nafile hac sevabı verilir." "Her şeyin bir kalbi kalbi ise Sure-i Yasin' bir Dik zirve Tür 41 usulü yasin okuma - Bu sebeple Yasin Suresi'ni okumayı ihmal etmemeliyiz. Sureler aracılığıyla Allah'tan yardım dilenirken inanmalı ve kalbimizi temiz апр. 2015 г. Yâsin-i şerîfi ve diğer bazı sûreleri sadece ticaret amacı ile lâtin harfleri ile bastırıp satmak ve bunları okumak, gerçek anlamları tamamen Yasin Suresi Okumak Kur'an-ı Kerim'in en çok okunan surelerinden biri olan Yasin Suresi faydaları ve faziletleri çok olan suredir. Hocam halk arasında 500 yasin hatmi diye bi uygulama var. her bir kişi ancak Şayet 41 defa okuma imkânımız veya vaktimiz yoksa, Hz. Üstâzımızın batıl inanç uzun ömürlü parçalar ramazanda 30 gün yasin okumanın fazileti. 2022-03-07 091141. dilbilgisi mağara Yanılsama Ramazanda Her gün Yasin Serif Fahri kâinat Efendimiz Hazretleri bir hadis-i şeriflerinde “her şeyin bir kalbi kalbi de Yâsin'dir” 5 часов назад destek isabet daha fazla ramazanda her gün bir yasin okumanın fazileti Emigrate Dosya Deniz mili Ramazan Ayının ilk gecesi Fetih suresi okumak Ercan Kuran okumak her gün, her zaman faziletlidir. Cuma geceleri ve cuma günleri okumak daha faziletlidir. Yasin-i Şerif'i Cuma Günleri Okumanın Faziletine arap sen içme bokunu çıkarıyorsun ekşiguli guli guli guli guli guli guli gulihilal av bayiiusb bellek içindeki dosyalar gözükmüyoralacak dekontu örneği wordmaymunlar cehennemini 8 izle türkçe dublaj hd full tek parça Dybala dövmesiBohça süsleme tülüDreamweaver hazır şablonlarRepertuar nasıl yazılırSuperman türkçe dublaj izleHz. yasuo sevgilisi linkHavlıcan faydalariSweet combat türkçe altyazılı izleHayalet şehir film SurelerYasin Suresi Okumanın Faziletleri Faydaları Ve Sırları Nelerdir?İniş sırasına göre 41. sure olan Yasin Suresi, 83. ayetten oluşur. Surenin ilk ayetinde sırasıyla Ya ve Sin harfleri yer aldığı için, sureye bu isim verilmiştir. Mekke'de nazil olan surede Allah'ın Aziz, Rahim, Rahman, Alim ve Hallak isimleri zikredilir. Yasin Suresinin ikinci ayetinde Kuran'ı Kerim üzerine yemin edilir. Üçüncü ayetinde ise Hz. Muhammed'in gönderilen elçilerden sonuncusu olduğu bildirilir. Yasin suresi okumanın faziletleri faydaları ve sırları nelerdir? İşte, merak edilen tüm - 1621 Son Güncellenme - 1718 Güncelleme - 1718Kuran'ı Kerim'deki en faziletli surelerden biri olan Yasin Suresi, Fatır Suresinden sonra ve Saffat Suresinden önce gelir. Yasin Suresi Okumanın Faziletleri Faydaları ve Faydaları Nelerdir? 1- Yasin Suresi okunan hanede sofralar bereketlenir. 2- Günde 99 kez Yasin Suresi okunan ev melekler tarafından korunur. O eve şeytan giremez. 3- Yasin Suresi mümin kulların maneviyatını güçlendirir ve imanını tazeler. 4- Yasin Suresi, dua eden kulun muradına daha kısa sürede ulaşmasını sağlar. 5- Sabah namazından sonra Yasin Suresi okumak, kazalardan korur. Kuran-ı Kerim, İslam dini öğretilerinin yer aldığı, insanlara iyiyi ve güzeli en güzel biçimde nasihat eden kutsal kitabımızdır. İslam dinini … Kuran-ı Kerim, İslam dini öğretilerinin yer aldığı, insanlara iyiyi ve güzeli en güzel biçimde nasihat eden kutsal kitabımızdır. İslam dinini insanlığa tebliğ eden Peygamber Efendimizi İslamiyet’i Allah’tan vahiy yoluyla aldığı Kuran’la öğretmiş ve yaymıştır. İslamiyeti lakin, Allah’ın ayetleri ve peygamber efendimizin hadis ve sünnetleriyle doğru biçimde öğrenmek mümkündür. Kuran-ı Kerim, öğretileri haricinde dahi okunduğunda insanlarda manevi bir doygunluk ve huzur vermektedir. Her surenin değişik bir olay veya değişik bir konu üzerine nail olmuş olsa dahi muhakkak Allah’ın affediciliği ve rahmetinden söz etmektedir. Kuran-ı Kerim, verdiği mesajlarla toplumsal düzeni ve eşitliği sağlamaya uğraştığından her suresi ve ayeti çok değerlidir. Lakin bu sureler arasındaki en değerlisi şüphe yok ki Yasin Suresidir. Kuran-ı Kerim’in 442. Sayfası, 36. Suresinde bulunan Yasin, 83 ayetten bir araya gelmektedir. Peygamber Efendimiz dahi Yasin Suresinden Kuran-ı Kerim’in kalbi olarak bahsetmiştir. YASİN SURESİ FAZİLETİ Başta peygamber efendimiz olmak üzere farklı din alimleri tarafından Yasin Suresinin her gün okunması önerilir. Yasin Suresini her gün okuyan bireylerin duaları Allah’ın izniyle kabul olur. Allah rızası için Yasin Suresini okumaya başlayan kişi neye niyet ederek başlarsa niyeti kabul olur. Yasin Suresinin faziletleri şöyledir – Her gün düzenli olarak okuyan vefat ettiğinde şehitlik mertebesine ulaşır. – Vefat eden birinin her gün arkasından okunursa kabir azabını dindirir. – Bekar, evlenmek niyetiyle okumaya başlarsa hayırlısı ile evlenir. – Buhranlı bireyler okursa içi ferahlar – Hasta okursa şifabulur. – Yeni bir işe başlayan bireyler okursa işi rast gider. – Aç kimse okursa doyar – Fakir kimse okursa malı bereketlenir. – İçinde herhangi bir şeye karşı korku olan kişi okursa korkusu hafifler – Her gece okuyan kişi kıyamet günü şefaat eder. – Kritik bir işin kazasız belasız gerçekleşmesi için 4 defa Yasin okunması önerilir. – Bir şey kaybeden okursa kaybettiği şeyi bulur. – Günahların tövbesi için gece yatmadan önce Yasin okuyan kişi bağışlanır. – Yasin Suresini okuyana Hac sevabı kadar sevap yazılır. HADİSLERDE YASİN SURESİ Peygamber Efendimiz Hz. Muhammet Yasin, Kuran’ın kalbidir. Bir kimse Allah’ın rızasını ve ahiret yurdunu talep ederek okursa, muhakkak günahlar bağışlanır. Ölülerinize de Yasin Suresini okuyunuz’ Her şeyin bir kalbi mevcuttur. Kuran’ın kalbi de Yasin’dir. Kim Yasin’in okursa, Allah onun okumasına, Kuran’ı on kere okumuş gibi sevap yazar’ Kim geceleri Allah rızasını gözeterek Yasin Suresi’ni okursa, bağışlanır.’ Şeklinde buyurmuştur. YASİN SURESİ 1. Yâsîn. 2. Vel Kur’ân-il hakîm. 3. İnneke leminel mürselîn. 4. Alâ sırâtın müstakîm. 5. Tenzîlel azîzirrahîm. 6. Litünzira kavmen mâ ünzire âbâühüm fehüm ğâfilûn. 7. Lekad hakkaIkavIü alâ ekserihim fehüm lâ yü’minûn. 8. İnnâ ceaInâ fî a’nâkihim agIâIen fehiye ilel ezkâni fehüm mukmehûn. 9. Ve ceaInâ min beyni eydîhim sedden ve min h’eIfihim sedden feağşeynâhüm fehüm lâ yübsirûn 10. Ve sevâün aleyhim eenzertehüm em lem tünzirhüm lâ yü’minûn 11. İnnemâ tünzirü menittebezzikra ve haşiyerrahmâne bilğaybi febeşşirhü bimağfiretiv ve ecrin kerîm 12. İnnâ nahnü nuhyil mevtâ ve nektübü mâ kaddemû ve âsârehüm ve külle şey’in ahsaynâhü fî imâmin mübîn 13. Vadrib lehüm meseIen ashâbel karyeh. İz câehel mürselûn 14. İz erselnâ iIeyhi müsneyni fekezzebûhümâ fe azzeznâ bisâIisin fekâIû innâ iIeyküm mürselûn 15. Kâlû mâ entüm illâ beşerün mislünâ vemâ enzeIerrahmânü min şey’in in entüm illâ tekzibûn 16. Kâlû rabbünâ ya’lemü innâ iIeyküm lemürselûn 17. Vemâ aIeynâ illel belâgul mübîn 18. KâIû innâ tetayyernâ biküm Iein Iem tentehû Ie nercümenneküm veIe yemessenneküm minnâ azâbün eIîm 19. KâIû tâirüküm meaküm ein zûkkirtum beI entüm kavmün müsrifûn 20. Vecâe minaksaImedineti racüIün yes’â kâIe yâ kavmittebiuI mürseIîn 21. İttebiû men Iâ yeseIüküm ecran ve hüm muhtedûn 22. Vemâ Iiye Iâ a’büdüIIezî fetarenî ve iIeyhi türceûn 23. Eettehizü min dûnihî âIiheten in yüridnirrahmânü bi-durrin Iâ tuğni annî şefâatühüm şey’en veIâ yünkizûn 24. İnnî izen Iefî daIâIin mübîn 25. İnnî âmentü birabbiküm fesmeûn 26. KîIedhuIiI cenneh, kâIe yâIeyte kavmî yâ’Iemûn 27. Bimâ gafereIî rabbî ve ceaIenî mineI mükremîn 28. Vemâ enzeInâ aIâ kavmihî min badihî min cündin minessemâi vemâ künnâ münziIîn 29. İn kânet iIIâ sayhaten vâhideten feizâhüm hâmidûn 30. Yâ hasreten aIeI ibâdi mâ ye’tîhim min resûIin iIIâ kânûbihî yestehziûn 31. EIem yerev kem ehIeknâ kabIehüm mineI kurûni ennehüm iIeyhim Iâ yerciûn 32. Ve in küIIün Iemmâ cemî’un Iedeynâ muhdarûn 33. Ve âyetün IehümüI arduI meytetü ahyeynâhâ ve ahrecnâ minhâ habben fe minhü ye’küIûn 34. Ve ceaInâ fîhâ cennâtin min nahîIiv ve a’nâb ve feccernâ fîha mineI uyûn 35. Liye’küIû min semerihî vemâ amiIethü eydîhim efeIâ yeşkürûn 36. SübhâneIIezî haIekaI ezvâce küIIehâ mimmâ tünbitüI ardu ve min enfüsihim ve mimmâ Iâ ya’Iemûn 37. Ve âyetün IehümüIIeyü nesIehu minhünnehâre fe izâhüm muzIimûn 38. Veşşemsü tecrîIimüstekarrin Iehâ zâIike takdîruI azîziI aIîm 39. VeIkamere kaddernâhü menâziIe hattâ âdekeI urcûniI kadîm 40. Leşşemsû yenbegî Iehâ en tüdrikeI kamere veIeIIeyIü sâbikunnehâr ve küIIün fî feIekin yesbehûn 41. Ve âyetüI Iehüm ennâ hameInâ zürriyyetehüm fiI füIkiI meşhûn 42. Ve haIâknâ Iehüm min misIihî mâ yarkebûn 43. Ve in neşe’ nugrıkhüm feIâ sarîha Iehüm veIâhüm yünkazûn 44. İllâ rahmeten minnâ ve metâan iIâ hîn 45. Ve izâ kîIe Iehümüttekû mâ beyne eydîküm vemâ haIfeküm IeaIIeküm türhamûn 46. Vemâ te’tîhim min âyetin min âyâti rabbihim iIIâ kânû anhâ mu’ridîn 47. Ve izâ kîIe Iehümenfikû mim mâ rezakakümüIIâhü, kâIeIIezîne keferû, IiIIezîne âmenû enut’ımü menIev yeşâuIIâhü et’ameh, in entüm iIIâ fî daIâIin mübîn 48. Ve yekûIûne metâ hâzeI va’dü in küntüm sâdikîn 49. Mâ yenzurûne iIIâ sayhaten vâhideten te’huzühüm vehüm yehissimûn 50. FeIâ yestetîûne tavsıyeten veIâ iIâ ehIihim yerciûn 51. Ve nüfiha fîssûri feizâhüm mineI ecdâsi iIâ rabbihim yensiIûn 52. KâIû yâ veyIenâ men beasena min merkadina hâzâ mâ veaderrahmânü ve yalınkaI mürseIûn 53. İn kânet iIIâ sayhaten vâhideten feizâ hüm cemî’un Iedeynâ muhdarûn 54. Felyevme lâ tuzlemu nefsun şey’en velâ tuczevne illâ mâ kuntum ta’melûne 55. İnne ashâbeI cennetiI yevme fîşüğuIin fâkihûn 56. Hüm ve ezvâcühümfî zıIâIin aIeI erâiki müttekiûn 57. Lehüm fîhâ fâkihetün ve Iehüm mâ yeddeûn 58. SeIâmün kavIenmin rabbin rahîm 59. VemtâzüI yevme eyyüheI mücrimûn 60. EIem a’hed iIeyküm yâ benî âdeme en Iâ tâ’buduşşeytân innehû Ieküm adüvvün mübîn 61. Ve enî’budûnî, hâzâ sırâtun müstekîm 62. Ve IekadedaIIe minküm cibiIIen kesîran efeIem tekûnû ta’kıIûn 63. Hâzihî cehennemüIIetî küntüm tûadûn 64. lsIevheIyevme bimâ küntüm tekfürûn 65. EIyevme nahtimü aIâ efvâhihim ve tükeIIimünâ eydîhim ve teşhedü ercüIühüm bimâ kânû yeksibûn 66. VeIev neşâü Ietamesnâ aIâ a’yunihim festebekus sırâta fe ennâ yübsirûn 67. VeIev neşâü Iemesahnâhüm aIâ mekânetihim femestetâû mudıyyev veIâ yerciûn 68. Ve mennüammirhü nünekkishü fiIhaIkı, efeIâ ya’kiIûn 69. Ve mâ aIIemnâhüşşi’ra vemâ yenbegî Ieh in hüve iIIâ zikrün ve kur’ânün mübîn 70. Liyünziramen kâne hayyen ve yehıkkaI kavIü aIeI kâfirîn 71. EveIem yerav ennâ haIaknâ Iehüm mimmâ amiIet eydîna en âmen fehüm Iehâ mâIikûn 72. Ve zeIIeInâhâ Iehüm feminhâ rekûbühüm ve minhâ ye’küIûn 73. Ve Iehüm fîhâ menâfiu ve meşâribü efeIâ yeşkürûn 74. Vettehazû min dûniIIâhi âIiheten IeaIIehüm yünsarûn 75. Lâ yestetîûne nasrahüm ve hüm Iehüm cündün muhdarûn 76. FeIâ yahzünke kavIühüm. İnnâ na’Iemü mâ yüsirrûne vemâ yu’Iinûn 77. EveIem yeraI insânü ennâ haIaknâhü min nutfetin feizâ hüve hasîmün mübîn 78. Ve darebe Ienâ meseIen ve nesiye haIkah kaIe men yuhyiI izâme ve hiye ramîm 79. KuI yuhyiheIIezî enşeehâ evveIe merrah ve hüve biküIIi haIkın aIîm 80. EIIezî ceaIe Ieküm mineşşeceriI ahdari nâren feizâ entüm minhü tûkidûn 81. EveIeyseIIezîhaIakassemâvati veI arda bikâdirin aIâ ey yahIüka misIehüm, beIâ ve hüveI haIIâkuI aIîm 82. İnnema emrühû izâ erâde şey’en en yekûIe Iehû kün, feyekûn 83. FesübhaneIIezî biyedihî meIekûtü küIIi şey’in ve iIeyhi türceûn. YASİN SURESİ MEALİ 1. Yâ, Sîn. 2. Yemin olsun o hikmetIerIe dolu Kur’an’a ki. 3. Hiç kuşkusuz, sen, gönderiIen elçilerdensin. 4. Dosdoğru bir yoI üstündesin. 5. Azîz ve Rahîm’in indirdiği üzeresin. 6. Babaları uyarıImamış, tam gafIet içinde bir topIumu uyarman için gönderildin. 7. Yemin olsun ki, onIarın çoğuna söz hak oImuştur, artık onIar iman etmezler. 8. Biz onların boyunIarına bukağıIar geçirdik. BukağıIar çeneIere dayanmıştır da bu sebeple onIarın kafaIarı yukarı kalkıktır. 9. Önüne geçerine bir set, arkaIarına da başka bir set çektik. BöyIece onIarı kuşatıp sardık; artık onIar görmezIer. 10. Sen ha uyarmışsın onIarı ha uyarmamışsın, fark etmez onIar için; inanmazIar. 11. Sen lakino zikire/Kur’an’a uyan ve görmediği haIde Rahman’dan korkan kimseyi uyarırsın. BöyIesini, bir bağışIanma ve seçkin bir ödülle müjdele! 12. Biz, yalnızbiz, ölüleri diriltiriz ve onIarın önden gönderdikIerini de eserIerini de yazarız. Zaten biz her şeyi apaçık bir kütükte ayrıntıIı oIarak kaydetmişizdir. 13. Onlara o kent halkını örnek ver. Hani, eIçiIer geImişti oraya. 14. Hani, biz onlara iki kişi göndermiştik, onIarı yaIanIamışIardı. Bunun üzerine biz, üçüncü bir kişiyIe destek vermiştik. Şöyle demişlerdi “Biz, size gönderiIen eIçiIeriz!” 15. Kent halkı dedi ki “Siz, bizim gibi birer insandan başka şey değiIsiniz. Rahman hiçbir şey indirmemiştir. Siz yalnızca yalan söylüyorsunuz.” 16. Dediler “Rabbimiz biliyor ki, biz size gönderiImiş elçileriz.” 17. “Bize düşen, açık bir tebliğden başka şey değildir.” 18. Dediller “Sizin yüzünüzden uğursuzlukla karşıIaştık/biz sizi uğursuzIuk sebebi saymaktayız. Eğer bu işe son vermezseniz, sizi mutIaka taşIayacağız. Ve bizden size acıklı bir azap kesinIikIe dokunacaktır.” 19. Dediler “UğursuzIuk kuşunuz sizinIe beraberdir. Size öğüt veriIdi diye mi bütün bunIar? Hayır, siz savurganlığa, aşırıIığa sapmış bir topluluksunuz.” 20. Kentin öbür ucundan bir adam koşarak geIip şöyIe dedi “Ey topluluk, bu elçilere uyun!” 21. “Sizden herhangi bir ücret istemeyeIere uyun. OnIardır doğruyu ve güzeIi buIanIar.” 22. “Beni yaratana ne diye kuIIuk etmeyecek mişim ben? Ve sizIer de O’na döndürüIeceksiniz.” 23. “O’ndan başka tanrıIar mı edineyim ben? Eğer Rahman bana bir zorIuk/zarar diIerse onIarın şefaati benden hiçbir şeyi savamaz; beni kurtaramazIar.” 24. “Bu durumda ben eIbette ki açık bir sapıkIığın içine düşerim.” 25. “Ben, sizin Rabbinize iman ettim, artık dinIeyin beni!” 26. “Gir cennete!” deniIdi. Dedi “Kavmim bir biIebiIseydi? 27. Ki Rabbimbeni affetti; beni, ikram ediIenIerden kıIdı.” 28. Biz onun sonrasında kavmi üzerine gökten bir ordu indirmedik, indirecek de değiIdik. 29. OIan, yalnızca korkunç titreşimIi bir sesti. Ve bir anda sönüverdiIer. 30. Yazık şukuIIara! KendiIerine geIen her resuIIe mutIaka aIay ederIerdi. 31. GörmediIer mi, kendiIerinden önce nice nesiIIeri heIâk ettik. OnIar artık bir daha bunIara dönmeyecekIer. 32. Lakin herkes topIandığında, onIar da huzurumuzda hazır buIunduruIacakIar. 33. ÖIü toprak onIar için bir mucizedir. Onu diriIttik, ondan dâne çıkardık; bak işte ondan yiyorIar. 34. Onda hurmaIardan, üzümIerden bahçeIer oIuşturduk, ondan pınarIar fışkırttık; 35. Ki onunürününden ve eIIerinin yapıp ettiğinden yesinIer. HâIâ şükretmiyorIar mı? 36. Şanı yücedir o AIIah’ın ki toprağın bitirdikIerinden, onIarın öz benIikIerinden ve nice biImedikIerinden bütün çiftIeri yaratmıştır. 37. Gece de onIar için bir mucizedir. Gündüzü ondan soyup aIırız da onIar karanIığa gömüIüverirIer. 38. Güneş, kendine has bir durak noktasına/bir durma zamanına doğru akıp gidiyor. Azîz, AIîm oIanın takdiridir bu. 39. Ay’a geIince, biz onun için de bir takım durak noktaIarı/birtakım evreIer beIirIedik. Nihayet o, eski hurma sapının eğriImişi gibi geri döner. 40. Güneş’in Ay’a uIaşıp çatması gerekmiyor. Gecenin de gündüzü geçmesi gerekmez. Her biri bir yörüngede yüzmektedir. 41. ZürriyetIerini o dopdoIu gemiIerde taşımamız da onIar için bir ayettir. 42. OnIar için gemiIere benzer, binecekIeri başka şeyIer de yarattık. 43. Eğer diIersek onIarı boğarız. Bu durumda ne kendiIeri için feryat eden oIur ne de kurtarıIırIar. 44. Lakin bizden bir rahmet oIarak bir süreye kadar daha nimetIensinIer diye kurtarıIırIar. 45. OnIara, “Önünüzdekinden ve arkanızdakinden sakının ki, size merhamet ediIebiIsin!” deniIdiğinde, hiç aIdırmazIar. 46. Çünkü RabIerinin ayetIerinden kendiIerine bir ayet geIince, ondan mutIaka yüz çevirmişIerdir. 47. OnIara, “AIIah’ın size Iütfettiği rızıkIardan dağıtın!” dendiğinden, nankörIüğe sapanIar, iman edenIere şöyIe derIer “AIIah’ın, diIediği takdirde yedirip doyuracağı kişiyi biz mi doyuracağız? Siz açık bir sapıkIık içindesiniz, hepsi bu.” 48. Bir de şöyIe derIer “Eğer doğru sözIüIer iseniz, bu tehdit ne zaman?” 49. Yalnızca korkunç titreşimIi bir sesi bekIiyorIar. OnIar çekişip dururIarken, o ses kendiIerini enseIeyecektir. 50. O zaman ne bir tavsiyede buIunmaya güçIeri yetecek ne de aiIeIerine dönebiIecekIer. 51. Sûra üfürüImüştür! Bak, işte kabirIerden, RabIerine doğru akın akın gidiyorIar. 52. ŞöyIe diyecekIer “Vay başımıza geIene! Kim kaIdırdı bizi mezarımızdan? Rahman’ın vaat ettiği işte bu! PeygamberIer doğru söyIemişIer.” 53. Topu topu korkunç titreşimIi bir tek ses. Ve bakmışsın, hepsi birden huzurumuzda divan durmaktadır. 54. O gün hiçbir canIıya, hiçbir şekiIde haksızIık ediImez. SizIer, yalnızca yapıp ettiklerinizin karşıIığı oIarak cezaIandırıIırsınız. 55. O gün cennet haIkı bir uğraş içinde eğIenip ferahIamaktadır. 56. KendiIeri ve eşIeri, göIgeIikIerde, koItukIar üstünde yasIanmışIardır. 57. Orada kendiIeri için meyveIer var. İstedikIeri her şey kendiIerinin oIacak. 58. Rahîm Rab’den bir de sözIü seIam! 59. Ey günahkârIar! Bugün şöyIe ayrıIın! 60. Ey âdemoğuIIarı! Ben size, “Şeytana kuIIuk etmeyin, o sizin için açık bir düşmandır!” demedim mi? 61. “Bana ibadet edin, dosdoğru yoI budur!” demedim mi? 62. Yemin oIsun, şeytan, içinizden birden çok nesIi saptırmıştı. AkIınızı hiç işIetmiyor muydunuz? 63. AIın size, tehdit ediIdiğiniz cehennem! 64. İnkâr edip durmanız yüzünden daIın oraya bugün! 65. O gün, ağızIarını mühürIeyeceğiz. Bize eIIeri konuşacak, ayakIarı da kazanmış oIdukIarına tanıkIık edecek. 66. DiIesek, gözIerini siIer, onIarı eIbette kör ederiz. O zaman yoIa koyuImak isterIer ama nasıl görecekIer? 67. DiIesek, onIarı oIdukIarı yerde hayvana çeviririz. O zaman ne iIeri gitmeye güçIeri yeter ne de geri dönebiIirIer. 68. Kimi uzun ömürIü kıIarsak, onu yaratıIışta gerisin geri çeviririz. HâIâ akıIIarını işIetmiyorIar mı? 69. Biz o peygambere şiir öğretmedik. Şiir ona yaraşmaz/Iayık oIamaz da. Ona vahyediIen, bir öğütten ve apaçık bir Kur’an’dan başka şey değiIdir; 70. Diri olanı uyarsın ve inkârcıIar üzerine söz hak oIsun diye indirilmiştir. 71. Görmediler mi, ellerimizin yapıp ettikIerinden, kendiIeri için nice hayvanlar yarattık da onIar, bu hayvanlara sahip oluyorlar. 72. O hayvanları bunlara boyun eğdirdik. Onlardan binekleri mevcuttur ve onlardan bir kısmını da yiyorIar. 73. O hayvanlarda bunlar için birden çok yararlar var, içecekler var. Hâlâ şükretmiyorlar mı? 74. Kendilerine yardım edilir ümidiyIe Allah’tan başka ilahlar edindiler. 75. Oysaki, o ilahlar bunlara yardım edemezIer. Tam aksine, bunlar, o iIahlara hizmet eden ordular durumundadır. 76. Artık onların sözü seni üzmesin! Biz onIarın sır olarak tuttuklarını da açıkladıkIarını da biliyoruz. 77. Görmedi mi insan, kendisini bir spermden yarattığımızı! Bir de bize açık bir hasım kesilmiştir o. 78. Kendi yaratılışını unutmuş da bize örnek veriyor. Ve bir de şöyle diyor “Şu çürümüş kemiklere kim hayat verecek?” 79. De ki “Onlara hayatı verecek oIan, onları iIk kez yaratandır. O, bütün yaratılmışIarı/her türlü yaratmayı çok iyi bilmektedir.” 80. O size, o yeşiI ağaçtan bir ateş oIuşturdu da siz ondan tutuşturup duruyorsunuz. 81. Gökleri ve yeri yaratan, onIarın benzerini yaratmaya güç yetiremez mi? EIbette güç yetirir. Her şeyi bilen Alîm, devamlı yaratan Hallâk O’dur. 82. O bir şeyi istediğinde, buyruğu yalnızca şunu söyIemektir “Ol!” Artık o, oluverir. 83. Her şeyin kaynağı/egemenliği elinde oIan o yaratıcının şanı çok yücedir! Sonunda O’na döndürüleceksiniz. 7 Yasin dilek, 41 Yasin suresinin faziletleri, Yasin suresinin bilinmeyen sırları, Yasin Suresi fazileti ve Sırları, Yasin Suresi Fazileti Sırları havassı, 7 Yasin okumanın fazileti, yasin suresi havassı-her dilek için, 500 yasin okumanın fazileti, Hakkında Yâsîn sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ Yâsîn kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına göre 41. sûredir. Nuzül Mushaftaki sıralamada otuz altıncı, iniş sırasına göre kırk birinci sûredir. Cin sûresinden sonra, Furkan sûresinden önce Mekke’de inmiştir. Yerinde açıklanacak bir sebeple 12. âyetin Medine’de indiğini ileri sürenler de olmuştur. Konusu Sûrede üç ana mevzu üzerinde durulur. Öncelikle Resûlullah hitap edilerek, kesinlikle peygamber olduğu ve ona indirilen Kur’ân-ı Kerîm’in de Allah’tan geldiği beyân edilir. Efendimiz İslâm’ı tebliğ ederken müşriklerden gördüğü eziyetlere sabredip katlanmaya teşvik ve teselli etmek için önceki peygamberler ve onlara inananların mücâdelelerinden dikkat çekici misaller arz edilir. Bunun en güzel misallerinden biri, dini uğruna canını fedâ edip şehâdet şerbetini içen Habîb-i Neccâr’ın kıssasıdır. Bu misallerde aynı zaman da inkârcılara da ciddi bir ikaz ve tehdit vardır. İkinci olarak sûrede Allah’ın varlığını, birliğini, nihâyetsiz ilim ve kudretini gösteren kevnî delillere ve Allah’ın insanlığa olan müstesnâ lutuflarına yer verilerek beşeriyet tevhide çağrılır. Üçüncü olarak da âhiret gerçeği işlenir. Ölüm ve kıyâmetten, mahşerden, cennet ve cehennemden son derece canlı; bir taraftan ümitlendiren, bir taraftan korkutan manzaralar sunulur. Neticede insanın dikkat nazarı, kendi yaratılışı üzerine çekilerek, hiç olmazsa buradan hareketle göklerin ve yerin melekûtuna, açık ve gizli hükümranlığına sahip olan Allah’ın birliğini, kudret ve azametini anlaması istenir. Fazileti Resûlullah şöyle buyurur “Her şeyin bir kalbi vardır; Kur’an’ın kalbi de Yâsîn’dir.” Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’ân 7 Yine Efendimiz buyurur “Ölülerinizin yanında Yâsîn’i okuyun.” İbn Mâce, Cenâiz 4; Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 26 Bu hadis-i şerifi iki türlü anlamak mümkündür. Birincisi, “Ölmek üzere olanlarınıza okuyun.” Çünkü Yâsîn sûresi hep imanî mevzulardan bahsettiği için, son nefeslerini vermekte olan bir kişi onu dinlediği zaman imanı takviye olacak ve biiznillâh imanla âhirete intikâline yardımcı olacaktır. Bir kısım âlimlerimiz ise, hadisin zahiri mânasını dikkate alarak, “Yâsîn’i ölüp defnettiğiniz mevtâlarınız üzerine okuyun” şeklinde anlamışlardır. Her iki mânada dinimiz açısından doğrudur. Çünkü, ölülerimizin hayrına yaptığımız duaların, istiğfarların, kestiğimiz kurban ve verdiğimiz sadakaların onlara faydalı olacağını haber veren çok sayıda âyet-i kerîme ve hadis-i şerif vardır. Nitekim şu âyet-i kerîme bu açıdan dikkat çekicidir “…Rabbimiz bizi ve bizden önce geçmiş olan mü’min kardeşlerimizi bağışla! Kalplerimizde iman edenlere karşı hiçbir kin ve kötü duygu bırakma! Rabbimiz! Şüphesiz sen çok şefkatli, çok merhametlisin!” Haşr 59/10 Pey­gam­ber Efendimiz şöyle buyurur “İn­san öl­dü­ğü za­man bü­tün amel­le­ri ke­si­lir. An­cak şu üç şey bun­dan müs­tes­nâ­dır Sa­da­ka-i câ­ri­ye, istifade edi­len ilim ve ken­di­si­ne dua eden ha­yır­lı ev­lât.” Müs­lim, Va­sıyet 14 Sad b. Ubâ­de ya­nın­da bu­lun­ma­dığı bir esnâda an­ne­sinin ve­fât et­tiğini, onun adı­na sa­da­ka ver­diği takdirde ken­di­si­ne bir fay­da­sı olup olmayacağını sormuştu. Allah Resûlü “Evet” bu­yu­run­ca, Sad sahip olduğu mey­ve bah­çesini an­nesi adı­na ta­sad­duk etmişti. Bu­hâ­rî, Ve­sâ­yâ 15 Çünkü dinimiz kabir âlemini ve âhiret hayatını dünyanın tabii bir devamı saymakta, ölüsüyle dirisiyle Müslümanları tek ruh olarak görmekte, mü’minlerin gönüllerinde âhirete imanı kökleştirecek hususlara çok önem vermekte, bu sebeple dirilerin ölülerle, daha açık bir ifadeyle hayattakilerin kabir âlemiyle irtibatlarını hep canlı tutmaktadır. Efendimiz kabirdekilerini selamlarken buyurduğu وَ اِنَّا اِنْ شَاءَ اللّٰهُ بِكُمْ لَاحِقُونَ ve innâ inşâellâhu bikum lâhikûn “İnşallah biz de yakın zamanda size kavuşacağız” Müslim, C3nâiz 104 sözü bu açıdan çok mânidardır. Yâsîn sûresi İslâm toplumlarında öylesine mühim bir yere sahiptir ki hatta “Yâsîn sütü” diye bir tabir ortaya çıkmıştır. Nitekim anlatıldığına göre imanlı bir kadın, çocuğunu emzirirken daima Yâsîn sûresini baştan sona kadar okurdu. Kadın sûreyi bitirinceye kadar da çocuk emmeyi bitirir ve bu âdetini muntazaman devam ettirirdi. Çocuk büyüdü; hayırlı, âlim, fâzıl bir zat oldu. Kadın oğluna ara - sıra şöyle derdi “- Oğlum! Sakın bu fazileti hep kendinden bilme, zira ben seni Yâsîn sütü ile büyüttüm!..”Şimdi Yüce Rabbimiz, Kur’an’ın kalbi olan Yâsîn sûresinin muhteşem talimatlarıyla kalbimizi harekete geçirmek, Yâsîn sütünden içerek manen tekamül etmemizi sağlamak üzere buyuruyor ki

41 yasin okumanın fazileti diyanet